Nasıl bir bilgisayar almalıyım?/Bilgisayar Donanımlarını Tanıyalım.
Selamlar :)
Bir bilgisayar almayı düşünüyorsunuz ama nasıl bir bilgisayar almanız gerektiği hakkında bir fikriniz yok.O halde buyrun konuyu parçalarına ayırarak size uygun bilgisayarın izini sürelim.
İlk önce bilgisayarın girdi üniteleri arasında yer alan klavye ile başlayalım.Adım adım hepsini ele almaya çalışacağız birlikte.
Bilgisayarın önemli parçalarından birisi olan klavye, bilgisayarda yazı yazmamızı sağlayan bilgisayar bileşenlerinden birisidir. Klavyede bulunan kablo, bilgisayar kasasına takılır. İngilizce anlamı Keyboard olan ve Türkçe’de “Tuş takımı” veya “klavye” olarak isimlendirilen bu bilgisayar bileşeni teknolojinin gelişmesiyle artık kablosuzda kullanılabiliyor.
Klavye Türleri
Q Klavye ve F Klavye (Türkçe Daktilo Klavyesi) olmak üzere iki şekilde sınıflandırılabilir.
• Q Türkçe tuş takımı
• F Türkçe tuş takımı
Burada tercih biraz size kalmış.Hangisine elinizin yatkın olduğunu düşünüyorsanız onu tercih edebilirsiniz.
Bilgisayar faresine geçelim.
Farelerin bilgisayara bağlanma şekline göre türleri şunlardır:
1-Kablolu Fareler
Bilgisayarın ilk zamanında seri port ve AUTOEXEC. BAT dosyalarına özel eklenen sürücüler ile çalışan fareler, zamanla PS/2 adlı porta alınmış ve çoğu işletim sisteminde alt seviyelerde desteklenmeye başlamıştır. Günümüzde çoğu fare bilgisayara USB portundan bağlanmaktadır.
USB, PS/2 ve Seri Port üzerinden bilgisayara kablo ile bağlanabilirler.
2-Kablosuz Fareler
Başlıca kablosuz fare çeşitleri şunlardır:
1.Kızılötesi fareler
Bu fareler, bilgisayar ile iletişiminde bir kızılötesi sistem kullanır. Sistem, bilgisayarın seri, PS/2 veya USB portuna takılır, fare ise sistemle kızılötesi ışınlar sayesinde iletişim kurar. Eğer fare ile sistem arasına herhangi bir cisim girerse, fare hareketleri hissedilmeyecektir. Bu tür farelerden günümüzde bulunmamaktadır
2.Radyo dalgalı fareler
Kızılötesi farelerden ayrı olarak bu fareler iletişim için kızılötesi ışın yerine radyo sinyalleri kullanırlar. Kapsama alanları genelde onlarca metre dolayındadır.
3.Bluetooth fareler
Bu fareler, kimi bilgisayarlar ile bütünleşmiş Bluetooth kablosuz teknolojisini kullanarak iletişim kurarlar. ilk iki türe göre büyük bir avantajları vardır. Standart bir protokol kullandığı için her cihazla kullanılabilir.
Hareketi algılama şekline göre türleri ise şöyledir
Toplu Fareler
Toplu fareler hareketi, altlarında bulunan ve farenin hareketi ile dönen bir top vasıtasıyla algılarlar. Bu top dışı lastik kaplanmış, metal çekirdekli bir küredir. Topun hareketini algılayan tekerlerin üzerinde toz toplanması sebebiyle bu tür fareler zaman zaman bakım isterler. 1990’ların başında topu üstte bulunan farelerde PC kullanıcıları arasında yaygın olan bu tür farelerin kullanım alanı daralmıştır.
LED’li Optik Fareler
Bu tür fareler altlarında bulunan LED’in yaydığı ışığın yansıması ile hareketi algılarlar. En üst modelleri 1000-1600 dpi gibi yüksek hassaslığa varabilir.
Lazerli Optik Fareler
Bu tür fareler altlarında bulunan lazer ışık kaynağının yaydığı ışıklar ile hareketi algılarlar. imleç hareketlerine çok yüksek hassasiyet isteyenler için uygun bir seçenektir. Hassasiyetleri 3000 dpi ve üzerine çıkabilir.
Peki Dpi Nedir?
Bir çözünürlük birimi olan DPI’ın açılımı ingilizce “Dot Per Inch” kelimelerinin kısaltmasından geliyor. Yani “inç başına düşen nokta” olarak Türkçe’ye çevirebiliriz. Mouse DPI değeri ise mouse duyarlılığı ve hassasiyetini ölçmek için kullanılan bir değerdir. DPI, mouse’un okuyacağı nokta anlamına gelmektedir. Mesela bir farede DPI ne kadar yüksek olursa bilin ki o fare noktaları çok daha iyi okuyabiliyor demektir. Örnek olarak 6400 DPI, inç başına 6400 nokta düştüğünü bize belirtir. Bu da bize farenin çözünürlüğünü belirtir.
Teoride bir farede 1600 DPI varsa, farenizi 2,54 cm (1 inç) hareket ettirirseniz, fare işaretçisi 1600 piksel hareket edecektir. DPI ne kadar yüksek olursa, fare o kadar hassas olur. Yani, fareyi küçük bir parça bile hareket ettirirsiniz, işaretçi ekran boyunca büyük bir mesafe hareket eder.
Burada da belirtilen durumlara göre belirleyici iki unsur farenin kablolu/kablosuz oluşu ve DPI değeridir.Size ve bütçenize uygun bir tercihi bu iki unsura göre yapabilirsiniz.
Hoparlör: Teknik anlamda elektriksel ses dalgalarını insanların anlayacağı titreşimsel ses dalgalarına dönüştüren aygıttır. Bilgisayar da işlenen ses verileri ses kartı üzerinden dijital sinyallerden analog sinyallere dönüştürülerek hoparlörler aracılığı ile dış dünyaya aktarılır.
Hoparlör Satın Alırken
HOPARLÖR SATIN ALIRKEN
Alacağınız hoparlör setine karar vermeden önce ses kartınızın özelliklerine göz atmanızda yarar var. Eğer eski bir ses kartınız varsa, muhtemelen üzerinde sadece tek bir hoparlör çıkışı bulacaksınız. Bu durumda yeni nesil çok kanallı dijital hoparlörleri kullanmanız da oldukça zor. Eğer surround ses teknolojisini destekleyen dijital hoparlör setleri konusunda ısrarlıysanız, önce yeni bir ses kartı almayı düşünmelisiniz. Aksi halde sadece 2 adet hoparlörden oluşan basit bir stereo set sizin için en uygun alternatif olacaktır. Ama ne tip bir hoparlör seti satın alırsanız alın, bu hoparlör setinin amplifikatöre sahip olmasına dikkat edin.
Bilgisayarı hangi amaçla kullandığınız da, seçim sırasında büyük önem taşır. DVD filmler ya da oyunlarla ilgilenmiyorsanız, 2 yan hoparlör ve 1 subwoofer'dan oluşan basit bir set tüm ihtiyaçlarınızı rahatlıkla karşılar. Ancak multimedya uygulamaları sizin için önemliyse, bu durumda surround ses teknolojisini destekleyen çok kanallı ses sistemlerinden vazgeçmeyin.
Bu noktada hoparlör üzerinde göreceğiniz ses çıkış gücü kavramından bahsetmekte de yarar var. Hoparlörlerin ses çıkış güçlerinin belirlenmesinde iki farklı yöntem kullanılıyor. Bunlardan ilkinde, hoparlörün en uygun şartlar altında ulaşabildiği maksimum çıkış gücü ölçülüyor ve sonuçta PMPO (Peak Momentary Performance Output) değeri ortaya çıkıyor. Bu değer sadece anlık bir ölçümün sonucunu yansıtıyor ve her zaman için geçerli değil.
Ses çıkış gücü konusunda doğru sonuçlara ulaşmak için RMS (Root Means Squared) değerinin kullanılması gerekli. RMS değerinin ortaya çıkması için öncelikle farklı şartlarda birçok ölçüm yapılıyor ve tüm bu ölçümlerin ortalaması alınıyor. Sonuçta belirlenen rakam ise, hoparlör setinin RMS türünden ses çıkış gücünü ortaya koyuyor.
Hoparlör seti üzerinde göreceğiniz PMPO değerlerinin sizi etkilemesine asla izin vermeyin. PMPO ölçümlerinde sadece uygun şartlar söz konusu olduğundan, RMS'e göre çok daha yüksek sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Ancak üzerinde "500 Watt PMPO" ibaresi gördüğünüz bir hoparlör seti, çoğu zaman 60 Watt RMS değeri sunan diğer bir setin performansını yakalayamaz. Bu yüzden karşılaştırma yaparken sadece ve sadece RMS değerlerini göz önünde bulundurmanızda yarar var.
Aktif ve Pasif
AKTİF VE PASİF
PC'de müzik dinlemek ve her türlü ses efektini duymak İçin en çok kullanılan araç, kuşkusuz hoparlörlerdir. Aktif ve pasif olmak üzere İki tip hoparlör bulunur. Pasif hoparlörler ampflikatöre sahip değildir. Aktif olanlar İse, farklı ayarları yapmanızı sağlayan bir ampflikatörle birlikte gelirler. Hoparlör üzerindeki amflikatörler, genellikle dahili ya da harici bir güç kaynağından beslenirler. Bu görevi, nadiren de olsa pillerin üstlendiğini görmeniz bile mümkündür.
Yazıcı (Printer): Bilgisayar ortamında bulunana ham veri şeklindeki grafik veya metinsel verilerin kâğıt üzerine aktarılmasını sağlayan cihazdır. Yazıcılar USB veya LPT portları üzerinden bilgisayar sistemine bağlanır. Yazıcılar yazdırma yöntemlerine ve renk basımına göre kendi içinde ayrılır. Renkli ve siyah/beyaz olmak üzere iki farklı şekilde baskı yapılmaktadır. Yazdırma yöntemi olarak da nokta vuruş, mürekkep püskürtme ve lazer olmak üzere yazdırma yöntemi olarak da 3 farklı grupta toplanır. Günümüzde yazıcılar işlevsel olarak yazıcı, tarayıcı, fotokopi ve faks gibi birçok görevi üzerinde bulunduran aygıtlar konumundadırlar.
Kamera (Webcam): Kameralar analog görüntüyü dijital sinyallere dönüştürerek bilgisayarlara aktaran cihazlardır. Resim çekmek için kullanılır. Görüntülü konuşma ve film çekmek için bilgisayarlara bağlanan yardımcı aygıtlardır. Görüntüler temel prensipte arka arkaya çekilen resimlerin 1 sn de hareket ettirilmesi ile hareketli videolar oluşturulur. Yani 25 fsb kalitesi dediğimizde 1 sn de 25 kare resmin bir noktada arka arkaya hareket etmesi ile oluşur.
Webcam modeli seçerken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
İlk olarak çözünürlük ayarlarını incelemesiniz. Sizi net yansıtmadıktan sonra fazla önemi olmayacaktır. Sonrasında ise tercih edeceğiniz Webcam modelinin kendine özel mikrofonu olup olmadığına ya da yeterli olup olmayacağına dikkat etmelisiniz. Eğer yeterli gelmezse size ayrıca masraf çıkartacaktır ve yeni bir mikrofona ihtiyaç duyacaksınız.
Tarayıcı: Tarayıcılar kâğıt üzerindeki resim, yazı ve grafik gibi verileri okuyup bilgisayara aktaran cihazdır. Düz yazıları OCR (Optik karakter tanıma programı) yazılımları ile direk kelime işlem programlarına aktarılıp üzerinde her türlü değişiklik yapılabilir. Günümüzde masaüstü modelleri mevcutken daha teknolojik ve kullanımı kolay kalem şeklindeki modelleri de mevcuttur.
Mikrofon: Analog ses dalgalarını elektriksel sinyallere dönüştüren bir aygıttır. Ses kartı ile birlikte çalışan mikrofon konuştuğumuzda ortaya çıkan ses titreşimlerini elektrik sinyallerine dönüştürerek ses kartına iletir. Buradan alınan elektrik sinyalleri ise bilgisayarın anlayacağı dijital sinyallere dönüştürülür.
Mikrofonlar iki ana kategori altında toplanabilirler:
1- Dinamik Mikrofonlar
Dinamik mikrofonlarda ses, elektromanyetik endüksiyon ile oluşturulur. Küçük bir bobin, sabit mıknatısın etki alanında bulunur. Mikrofona bir ses geldiğinde diyafram titreşir ve benzer şekilde dışarıya ses dalgası verir. Bobinde elektrik sinyalleri üretilir. Buna paralel olarak diyafram titreşimlerinin hareket değişimleri gözlemlenir.
Hava basıncından dolayı ses dalgaları oluşur, bunlar bobinde elektriksel sinyallere dönüşür. Bobin manyetik alanda hareket ettiğinde de diyaframın analog hareket mekanizması meydana gelir.
2- Kondenser Mikrofonlar
Kondenser mikrofonlar, kapasitif ya da kapasitörlü mikrofonlar olarak da bilinir. Kapasitör elektrik enerjisini, elektrostatik bir alanda depolamaya yarar. Diyafram, kapasitörün levhalarından birini yönlendirir ve titreşimler, tabakalar arasındaki mesafelerin sürekli değişmesini sağlar. Bu değişimler, değişken elektrik sinyallerine çevrilir.
DC (doğru akım) bu iş için en çok kullanılan yöntemdir. Bir de RF öngerilimi yöntemi vardır. Bu yöntem bazı Sennheiser markalı mikrofonlarda kullanılır.
Bu mikrofonlardaki kapasitörün (aşağıdaki çizimde “battery” olarak gösterilen) belli bir miktar elektrik ile depolanmış olması gerekir. Bunu sağlamak için +48 volt (phantom power) ile beslenmesi gerekir (bazı kondenser mikrofonlar 1,5 voltluk kalem pil ile bile çalışabilmektedir.) Bu levhalar birbirlerine yaklaştıklarında birinden diğerine geçen elektriğin gerilimi yükselmekte uzaklaştıklarında ise azalmaktadır.
Diyaframa yani ön levhaya çarpan ses dalgaları, frekansa bağlı olarak levhalarının arasındaki mesafelerin sürekli olarak değişmesine sebep olacaktır. Bu değişikler de mikrofondan çıkan elektrik sinyallerinin farklı gerilimlerde olmasına yol açacaktır.
Kondenser mikrofonlar genelleme yapılacak olursa dinamik mikrofonlardan daha hassas mikrofonlardır. Dinamik mikrofonlarda ihtiyaç duyulan akustik enerji daha çok olduğundan mikrofonu kaynağa nispeten yakın kullanmak gerekir. Bir davul kick’ ini dinamik bir mikrofon ile kaynağına çok yakın bir şekilde kullanabilirken bunu kondenser bir mikrofon ile yapmak istersek sinyalin seviyesi, diyaframın aşırı hareketine bağlı olarak çok yüksek değerlere çıkabilecek hatta distorsiyonlu olmasına sebep olabilecektir.
Sahne performanslarında ya da stüdyo kayıt ortamında genel bir kural olmamakla beraber kick, tom, bongo, congo, gitar amplisi gibi yüksek akustik güç açığa çıkaran ses kaynaklarında dinamik mikrofonların genel olarak tercih edilir. Ziller, yaylılar gibi daha az akustik güce sahip enstrümanlarda ise daha çok kondenser mikrofonlar tercih edilir. Tabi kullanım şekli kullanılan amaca bağlı olarak ses mühendisinin yapmak istediğine göre de değişir.
Kondenser mikrofonlar daha hafif ve esnek yapıda olmalarından dolayı genel olarak dinamiklerden daha hassastırlar. Ancak kondenser mikrofonların bu denli hassas olması, onların istenmeyen seslere ve sarsıntılara da daha hassas olması sorununu da beraberinde getirir. Dinamik mikrofonlar sert çalışma ortamlarına, neme ve olumsuz fiziki koşullara daha dayanıklı mikrofonlardır ve kondenser gibi ek bir enerji kaynağına ihtiyaç duymazlar. Yukarıda da bahsettiğim gibi kullanılan amaca bağlı olarak aynı ses kaynağını farklı tipte mikrofonlar ile kayıt etmek tercih edilebilir. Konserde sahnede kullanılacak vokal mikrofonu genelde dinamik tercih edilirken, stüdyodaki albüm kayıtlarını bu şekilde kayıt etmek ise pek tercih edilen bir yöntem değildir.
Mikrofon seçiminde dikkat edilecek faktörler:
Bu faktörler, mikrofonun kullanıldığı yere ve amaca göre yedi kısma ayrılır:
Directionality (Yönsellik) : Bir mikrofonun değişik yönlerden gelen seslere nasıl bir fark ile tepki verdiğinin ifadesidir.
Algı tipleri…
Omnidirectional
Bu algı tipinde mikrofon her yönden gelen sesi eşit olarak algılar. Böyle bir algı tipi ses kaynağının bariz şekilde belli olmadığı sesin bir çok yönden geldiği durumlarda ya da mikrofonun sabit kaynağın ise hareket halinde olduğu bir durumda kullanılabilir.
Cardioid
Cardioid kalp şekli anlamına gelmektedir. Bu algı tipinde ses en çok diyaframın karşısından geldiğinde mikrofon tarafından algılanırken yanlara doğru gidildikçe azalan bir algı düzeyine düşecektir.
Ortam seslerinden çok, belirli bir yönden gelen sesin mikrofon tarafından algılanmak istendiği ama yanlardan ve arkadan gelen seslerin de belirli düzeylerde algılandığı tiptir. El tipi mikrofonların çoğu bu algı tipindedir.
Hypercardioid
Bu, cardioid algı tipinin daha da abartılmış halidir. çok daha yönlü bir algı tipidir. Yandan ve arkadan gelen seslerin çoğunu elimine eder. Genellikle, algı yapısını sağlamak için nispeten daha uzun, ince bir yapıları vardır. Shotgun tipi mikrofonlar genellikle bu algı yapısındadırlar.
Kaynakla arada mesafe olduğu ve çok fazla ortam sesinin olduğu durumlarda tercih edilebilirler. Ancak çok fazla şekilde ortam seslerinden arındırılmış bir ses bazı durumlarda da natürel olmayan sonuçlara yol açabilir. Ayrıca uzak mesafeli bir mikrofonlamada kaynağın küçük hareketleri bile mikrofonun algılamasında önemli düşüşlere yol açabilir.
Bidirectional
Sekiz şekline benzeyen bir yapıya sahiptir. Bu yüzden “figure-of-eight” olarak da adlandırılır. Bu algı yapısında önden ve arkadan gelen sesler eşit şekilde algılanırken yanlardan gelen sesler daha az algılanacaktır. İki kişinin konuşmasını kayıt etmek için ortaya yerleştirilerek kullanılabilir.
Farklı algı yapılarını görmek ve bunların nasıl elde edildiğine dair bir fikir oluşturması açısından aşağıdaki grafik yardımcı olabilir.Bu algı tiplerinin hepsi frekansa bağlıdır. Yani belirli bir frekansta yandan ve arkadan gelen seslere karşı olan hassasiyet farklı bir frekansta bir miktar değişebilir.
Frequency Responce
(Frekans Tepkisi):
Frekans tepkisi bize mikrofonun farklı frekanslardaki seslere nasıl tepki verdiğini gösterir.
Mikrofona aks üzerinde düşen seslerin frekans değiştikçe, genlikte artış veya azalış yaratması gözlemlenip genlik-frekans düzlemlerinde gösterilmesidir. Bu düzlemdeki eğrinin birleştirdiği genlik ve frekans değerleri bize farklı frekanslarda mikrofonun algılayıp üreteceği sinyalin yüksekliğini görmemizi sağlar.
Transient Responce (Geçiş Tepkisi)
Dinamik mikrofonlar tamamen akustik dalgaların enerjisi ile çalıştığı için kondenser mikrofona kıyasla daha yüksek bir ses enerjisine ihtiyaç duyacaktır. Kondenser mikrofonda ise aynı miktarlardaki elektrik enerjisine çevirmek için daha az ses hacmi yeterli olacaktır. Bu yüzden çok daha hafif bir diyafram kullanılarak çok daha hassas bir geçişimci elde edilebilmiştir. Diyaframın daha hafif olmasına gelen akustik enerjiye mikrofonun çok daha hızlı cevap vermesi sağlanabilir (transient response).
Sensitivity (Duyarlılık – Hassasiyet)
Hassasiyet, bir mikrofonun verilen akustik gücün çıkışta oluşturacağı sinyalin dBSPL olarak ifadesidir. Aynı sese biri daha az biri daha çok çıkış voltajı oluşturan iki mikrofon için yüksek çıkış voltajı olanın diğerinden daha yüksek bir hassasiyete sahip olduğu söylenebilir. Benzer şekilde yüksek hassasiyete sahip mikrofon, çıkışta aynı enerji miktarını oluşturabilmek için daha düşük bir akustik güce ihtiyaç duyacaktır. Hassasiyet ölçümünde kullanılan ses kaynağı 1 watt/ 1 metre olacak şekildedir.
Equivalent Noise Rating
(Mikrofonun kendi dip gürültü oranı)
Mikrofonların gürültü değerleri dBSPL olarak ifade edilir. Bu değer mikrofonun yapısına bağlı olarak farklı şekillerde oluşur. Dinamik mikrofonda diyaframın hareketinden oluşan, kondenserde ise pre amp’dan dolayı oluşan bir gürültü oluşur. Küçük diyafram büyük diyaframa göre nispeten daha fazla bir dip gürültüsüne sahiptir.
Impedance (Empedans)
Empedans, bir cihazın AC akıma (ses sinyali gibi) karşı gösterdiği dirençtir. Mikrofon için değerlendirecek olunursa empedans, sinyalin kapasitanz, endüktans ve rezistans özelliklerine bağlıdır. Empedans kısaca Z olarak gösterilir. (Hi-Z Lo-Z gibi). Ohm olarak ölçülür. Ohm ise ø sembolü ile gösterilir. 600 ø 600 ohm olarak okunur. Genellikle mikrofonlar daha yüksek empedanslı olurken, gitar gibi TS ya da TRS ile kullanılan bağlantılar daha yüksek empedansa sahiptir.
Yüksek empedanslı mikrofonlar nispeten daha ucuzdur ancak uzun mesafeli kablo ile kullanıldıklarında özellikle yüksek frekanslarda ciddi kayıplar yaşanır. Ayrıca yüksek empedanslı sinyaller uzun kablo yolculuklarında “hum” isimi verilen gürültü tipini ortaya çıkarmaya daha yatkın olacaktır.
Mikrofonun empedansının yanısıra, onun bağlı olduğu ekipmanında mikrofona uygun olması önemlidir. Bazı mikrofonlarda empedans değiştirilebilmektedir.
Mikrofon empedansının düşük kullanılan mikserin ise daha yüksek bir empedansa sahip olması bir sorun yaratmayacak ancak mikrofonun kendinden daha düşük bir empedansa sahip miksere bağlanması durumunda sinyalde kayıplar yaşanacaktır.
Low Impedance ( 600ø dan az)
Medium Impedance (600ø – 10,000ø)
High Impedance ( 10,000ø dan büyük)
Max SPL (Maksimum ses basınç seviyesi)
Bir mikrofonun ürettiği sinyalin distorsiyona uğramadan çevirebileceği ses basınç seviyesini ifade eder. Ağır diyaframlı bir Shure D 112’nin ulaşabileceği max spl değeri hafif diyaframlı bir kondenser mikrofondan daha fazla olacaktır.
Not:Alacağınız ya da kullandığınız Webcam'in sizin için yeterli bir mikrofonu varsa ayrıca bir mikrofon satın almanıza gerek yoktur. :)
İşlem Ünitesi:
Merkezi İşlem Birimi (CPU): Bilgisayarın beyni konumundadır. Bir diğer adı ile işlemci olan bu donanım birimi sayesinde bilgisayar sistemine giriş aygıtları ile girilen veri ve komutları, üzerinde bulundurduğu aritmetik ve mantık birimi ile gerekli işlemleri yapıp verilen komutlara göre hafızaya saklayabilir veya çıkış üniteleri üzerinden kullanıcıya aktarır.
Aşağıda birkaç işlemciyi sizin için ekledik.
En iyi CPU: AMD Ryzen 9 3900X
Çekirdek: 12 | Saat Hızı: 3.8 GHz | Aşırtmalı Hız: 4.6GHz | L3 önbellek: 64 MB | TDP: 105W
Artı yanlar
• İnanılmaz performans
• PCIe 4.0
• Intel’i aynı fiyatta geçiyor
Eksi yanlar
• Dahili soğutucu yeterli olmayabilir
• Tek çekirdekli performans hala geride kalıyor
Fiyatı 4000 TL civarındadır.
En İyi Yüksek Seviye CPU: Intel Core i9-9900K
Çekirdek: 8 | Saat Hızı: 3.6 GHz | Aşırtmalı Hız: 5.0GHz | L3 önbellek: 16 MB | TDP: 95W
Artı yanları
• Süper performans
• Dar enerji tüketimi
Eksi yanları
• Yaygın kullanım için çok pahalı
Fiyat olarak 4000 TL civarında satın alabilirsiniz.
En İyi Orta Seviye İşlemci: AMD Ryzen 5 2600X
Bütçe için en iyi performans
Çekirdek: 6 | Saat Hızı: 3.6 GHz | Aşırtmalı Hız: 4.32GHz | L3 önbellek: 16 MB | TDP: 95W
Artı yanları
• Daha hızlı tek çekirdekli performans
• Daha iyi oyun performansı
Eksi yanları
• Biraz yüksek fiyat
1200 TL civarında bir cihazdır
En İyi Giriş Seviyesi İşlemci: AMD Ryzen 3 2200G
Bütçeli entegre grafikler
Çekirdek: 4 | Saat Hızı: 3.5 GHz | Aşırtmalı Hız: 3.7GHz | L3 önbellek: 4MB | TDP: 65W
• 1080p oyun performansı için çok uygun bir işlemci
600 TL civarında bir ürün
Oyun için En İyi CPU: AMD Ryzen 5 3600X
Çekirdek: 6 | Saat Hızı: 3.8 GHz | Aşırtmalı Hız: 4.4GHz | L3 önbellek: 32 MB | TDP: 95W
Artı yanları
• Mükemmel performans
• Bütçe dostu
• Soğutucu içeriyor
Eksi yanları
• Hala 6 çekirdekli
1800 TL‘ ye rahatça bulabilirsiniz
En İyi VR İşlemci: AMD Ryzen 7 1800X
Ryzen ile VR kullanıma hazır
Çekirdek: 8 | Saat Hızı: 3.6 GHz | Aşırtmalı Hız: 4GHz | L3 önbellek: 16 MB | TDP: 95W
Artı yanları
• Çarpıcı çok çekirdekli performans
• Süper fiyatı
Eksik yanları
• Hız aşırtma tehlikeli
• Sıcaklıklar tutarsız
2000 TL civarında temin edebilirsiniz
En iyi video düzenleme işlemcisi: AMD Ryzen 7 3700X
Çoğu insan için en iyi işlemci
Çekirdek: 8 | Saat Hızı: 3.6 GHz | Aşırtmalı Hız: 4.4GHz | L3 önbellek: 32 MB | TDP: 65W
Artı yanları
• Performansına göre inanılmaz fiyat
• Bütçe dostu
• Soğutucu içeriyor
Eksi yanları
• Tek çekirdek performansı hala intel’ in gerisinde
2500 TL civarında bu ürünü alabilirsiniz
En iyi performans işlemci: Intel Core i9-9980XE
Çekirdek: 18 | Saat Hızı: 3.0 GHz | Aşırtmalı Hız: 4.4GHz | L3 önbellek: 24.75MB | TDP: 165W
Artı yanları
• HEDT yığınının üstünde yer alıyor
• Çok çekirdekli performansı başarılı
Eksi yanları
• Sarsıcı bir maliyeti var
Siz dünya standartlarında performans gerektiren bir kullanıcı mısınız ve para sizin için önemli değil mi? Intel Core i9-9980XE, sizin için en iyi işlemciler arasında. 18 çekirdekli ve 36 parçacıklı, şu anda piyasadaki tüm rakiplerini yok ediyor. Çok yivli (Multi-Thread) uygulamalar ve workstation sınıfı projeler bu çip ile bir hiç kalıyor. Ancak, fiyatı gerçekten de çok fazla.
16000 ila 17000 TL arasında bir fiyatı var.
En iyi bütçe işlemci: Intel Pentium G4560
Pentium fiyat etiketinde Intel Core i3 gücü
Çekirdek: 2 | Saat Hızı: 3.5 GHz | L3 önbellek: 3MB | TDP: 54W
Artı yanları
• Core i3-7100’ü yakından takip ediyor
• Hiper çekirdeği destekler
Eksi yanları
• DDR4-2400 belleği ile sınırlıdır
700 TL civarında satın alınabilir.
En İyi HTPC İşlemci: AMD Ryzen 5 2400G
Çekirdek: 4 | Saat Hızı: 3.6 GHz | Aşırtmalı Hız 3.9GHz | L2 önbellek: 2 MB
Artı yanları
• Etkileyici entegre grafikler
• Süper fiyat
Eksi yanları
• Sınırlı PCI-E şeritleri
850 TL civarında bir fiyata temin edebilirsiniz
Not:
HTPC (Yazılım Türü)
HTPC yakınsak bir cihazdır. Bir kişisel bilgisayarın bazı veya tüm yeteneklerini bir yazılım uygulamasıyla birleştirir. Video, fotoğraf, ses oynatımı ve bazen video kayıt işlevlerini destekler.
İşlemci seçiminizi de kullanım amacınız ve bütçenize göre yapabilirsiniz.
Anakart (Mainboard): Üzerinden bulunan port, slot ve kart girişleri sayesinde diğer tüm donanımsal aygıtları üzerinde barından ve bunların birbirleri ile haberleşmesine olanak sağlayan elektronik aygıttır. Tüm bu uyum ve koordineli haberleşmeyi ise üzerinde barındırdığı chip setler aracılığı ile yapar. Güncel bir benzetmede bulunacak olursak anakartları bir evin temeli olarak da düşünebiliriz.
Anakartlar karmaşıktır. Her bir bileşeni, nasıl çalıştıklarıyla beraber derinlemesine inceleyelim.
Anakart seçimi, bilgisayar toplamanın son derece önemli bir parçasıdır.
Bir anakart ne işe yarar? Tüm donanımınızı işlemcinize bağlayan, güç kaynağınızdan elektriği dağıtan ve bilgisayarınıza bağlanabilen depolama aygıtı, bellek modülü ve grafik kartı türlerini (diğer genişletme kartlarının yanı sıra) tanımlayan devre kartıdır.
Aşağıda anakart anatomisine göz atacağız ve sisteminize uygun bir anakart seçerken gereken tüm bilgileri sağlayacağız.
Anakart Anatomisi
Anakart, bilgisayarın birincil devre kartıdır. Anakart estetiği zaman içinde değişse de temel tasarımları yeni genişletme kartlarını, sabit sürücüleri ve bellek modüllerini bağlanmanın yanı sıra eskilerinin değiştirilmesini kolaylaştırır.
Anakartları karşılaştırırken denk geleceğiniz bazı terimleri inceleyelim.
İşlemci Soketi
Anakartlar, genellikle CPU'nuzun (bilgisayarın mekanik "beyni") diğer kritik bileşenlerle iletişim kurmasını sağlayan en az bir işlemci soketi içerir. Bunlar arasında bellek (RAM), depolama ve genişletme yuvalarına takılı diğer aygıtlar (GPU gibi dahili aygıtlar ve çevre birimleri gibi harici aygıtlar) yer alır.
(Tüm anakartlarda yuva bulunmaz; Intel® NUC ve çoğu dizüstü bilgisayar gibi daha az alana sahip sistemlerde CPU anakarta lehimlenmiştir.)
Anakart seçerken CPU'nuzun anakart ile uyumlu olduğundan emin olmak için işlemcinizin belgelerine bakın. Yuvalar, pim dizisini değiştirerek nesle, performansa ve diğer faktörlere bağlı olarak farklı ürünleri desteklemek için çeşitlilik gösterir. (Soketin adı pim dizisinden gelir: Örneğin, 9. Nesil CPU'larla uyumlu LGA 1151 soketi 1151 adet pime sahiptir.)
Modern Intel anakartlarında CPU'lar doğrudan RAM'e bağlanır. Bu anakartlar, farklı programlardan talimatlar alır ve GPU'lar ve depolama sürücüleri gibi performans açısından kritik bileşenleri barındırabilen bazı genişletme yuvalarına sahiptir. Bellek denetleyicisi CPU'nun üzerinde çalışır ancak diğer birçok aygıt, birçok genişletme yuvasını, SATA bağlantılarını, USB bağlantı noktalarını ve ses ve ağ işlevlerini kontrol eden çip seti aracılığıyla CPU ile iletişim kurar.
Çip setine
Çip seti , belirli CPU nesilleriyle çalışan ana karta entegre edilmiş silikon omurgalı bir çip kümesidir. CPU ile birçok bağlı depolama ve genişletme aygıtı arasındaki iletişimi aktarır.
CPU doğrudan RAM'e (yerleşik bellek denetleyicisi aracılığıyla) ve sınırlı sayıda PCIe* hattına (genişletme yuvaları) bağlıyken çip seti, anakarttaki diğer veri yollarını (ek PCIe hatları, depolama aygıtları, USB yuvaları gibi harici bağlantı noktaları ve birçok çevre birimi) kontrol eden bir merkez görevi görür.
Üst uç çip setleri, standart modellerden daha fazla PCIe yuvası ve USB bağlantı noktasının yanı sıra daha yeni donanım yapılandırmaları ve farklı PCIe yuvaları (daha çok doğrudan CPU'ya bağlıdır) içerebilir.
Çip Seti Seçme
Modern çip setleri, bir zamanlar anakartlara bağlı olan farklı bileşenlerin birçok özelliğini birleştirir. Yerleşik ses, Wi-Fi, Bluetooth®6 teknolojisi ve hatta şifreleme yazılımı Intel çip setlerine entegre edilmiştir.
Z390 gibi üst düzey çip setleri, hız aşırtma7 desteği ve daha yüksek veri yolu hızları gibi birçok avantaj sağlayabilir. Ancak Intel çip setleri de daha fazla geliştirmeye olanak tanır.
Intel'in çip seti serileri arasındaki farkların kısa bir dökümü:
Z-Serisi
• "K" son ekli CPU'lar için hız aşırtma desteği
• En fazla 24 PCIe yolu
• Altı adede kadar USB 3.1 Gen 2 bağlantı noktası
H-Serisi
• Hız aşırtma desteği yok
• En fazla 20 PCIe yolu
• Dört adede kadar USB 3.1 Gen 2 bağlantı noktası
B-Serisi
• Hız aşırtma desteği yok
• En fazla 20 PCIe yolu
• Sadece USB 3.0 bağlantı noktası
Bu farklı seçenekler, 300-serisi çip setinin avantajlarından faydalanmaya devam ederken çeşitli fiyat noktalarında giriş olanağı sağlar.
Genişletme Yuvaları
PCIe
Çevre Birimi Bileşeni Bağlantı Ekspres (PCIe), CPU'nuzda, anakartınızın çip setinde veya her ikisinde de tümleşik olarak bulunan yüksek hızlı seri genişletme veri yoludur. Bu; grafik kartları, katı hal sürücüleri, ağ adaptörleri, RAID denetleyici kartları, yakalama kartları ve diğer birçok genişletme kartının anakartın PCIe yuvalarına takılmasını sağlar. Birçok anakartta bulunan entegre çevre birimleri de PCIe ile bağlanır.
Her PCIe bağlantısı, ×1, ×4, ×8 veya ×16 olarak listelenen belirli sayıda veri yolu içerir (genellikle "tekli", "dörtlü" vb. şeklinde okunur). Her yol iki çift kablodan oluşur: Biri veri iletir, diğeri veri alır.
Mevcut nesil PCIe uygulamalarında, PCIe ×1 bağlantısı döngü başına bir bit aktarım hızına sahip tek veri yoluna sahiptir. Genellikle anakartınızdaki en uzun yuva olan PCIe ×16 yolunda (ve aynı zamanda grafik kartı için en sık kullanılan), döngü başına 16 bit veri aktarabilen 16 veri yolu bulunur. Ancak PCIe'nin sonraki yinelemeleri, saat döngüsü başına veri hızını iki katına çıkarmanıza olanak tanır.
PCIe'nin her yeni sürümü önceki neslin bant genişliğini yaklaşık iki katına çıkardı. Bu, PCIe aygıtları için daha iyi performans demekti. PCIe 2.0 ×16 bağlantısı, 16 GB/sn teorik, çift yönlü tepe bant genişliğine sahiptir; PCIe 3.0 ×16 bağlantısının tepe noktası da 32 GB/sn'dir. PCIe 3.0 yollarını karşılaştırırken, birçok katı hal sürücüsü tarafından yaygın olarak kullanılan ×4 bağlantısı 8 GB/sn'lik tepe teorik bant genişliğine sahipken GPU'ların kullandığı ×16 bağlantısı ise dört kat daha fazla seçenek sunar.
PCIe'nin bir başka özelliği de daha az sayıda yolu bulunan yuvaların yerine daha fazla yolu bulunan yuvaları kullanabilmesidir. Örneğin ×4 genişletme kartı, ×16 yuvasına takılabilir ve normal şekilde çalışır. Ancak iş çıkışı ×4 yuvada olduğu gibi olacaktır (12 ek yol kullanılmadan duracaktır).
Bazı anakartlarda, piyasada bulunandan diğer anakartlardan daha fazla PCIe yolu kullanabilen M.2 ve PCIe yuvaları bulunur. Örneğin, bazı anakartlarda teorik olarak 112 hat kullanabilen yedi PCIe x16 yuvası olabilir ancak işlemci ve çip kümesi yalnızca 48 hat olabilir.
Tüm yollar kullanımdaysa PCIe yuvaları genellikle daha düşük bant genişliği yapılandırmasına geçiş yapar. Örneğin, iki ×16 PCIe yuvasına bir çift GPU takılırsa bağlantılar ×16 yerine ×8'de çalışabilir (modern GPU'ların, PCIe 3.0 ×8 bağlantısı tarafından tıkanması olasılığı düşüktür). Bazı üst düzey anakartlarda fiziksel hatları havalandıran PCIe anahtarları kullanılabilir. Böylece yuva yolu yapılandırmaları değişmeden kalabilir.
Z-serisi gibi teknoloji tutkunlarına yönelik anakartlar, bilgisayar üreticileri için daha fazla PCIe hattı ve daha fazla esneklik sağlar.
M.2 ve U.2
M.2; NVMe (geçici olmayan bellek ekspres) katı hal sürücüleri, Intel® Optane™8 bellek, Wi-Fi kartları ve diğer aygıtlar dahil küçük genişletme cihazlarına (16 - 110 mm uzunluğunda) uyan kompakt bir form faktördür.
M.2 cihazları, anakart üzerindeki soketle uyumluluğu belirleyen farklı "anahtarlara" (uçtaki altın bağlantıların düzeni) sahiptir. Birçok farklı arabirim kullanabilseler de en yaygın M.2 kartları dört PCIe düşük gecikmeli veri yolu veya daha eski SATA veri yolunu kullanır.
M.2 kartları nispeten küçük olduğundan, daha küçük sistemlerde depolama veya sistem kapasitesini artırma kolaylığı sağlar. Doğrudan anakarta takılarak geleneksel SATA tabanlı aygıtlarla gerekli olan kabloları ortadan kalkmış olur.
U.2 konektörler, kablolu PCIe bağlantıları kullanan 2,5 inç SSD'lere bağlanan alternatif bir arabirimdir. Son kullanıcı sistemlerinde daha seyrek görünse de U.2 depolama sürücüleri genellikle veri merkezleri ve sunucular gibi profesyonel amaçlar için kullanılır.
U.2 ve M.2 aynı sayıda PCIe yolu kullanır ve benzer hızlara sahiptir ancak U.2 çalışırken değiştirmeyi destekler (yani sistem çalışırken sürücü çıkarılabilir) ve M.2'den daha fazla güç yapılandırmasını destekleyebilir.
SATA
SATA (Seri ATA), günümüzde 3,5 inç veya 2,5 inç sabit sürücülere, katı hal sürücülere ve DVD ve Blu-ray oynatan optik sürücülere bağlanmak için daha az kullanılan eski bir bilgisayar veri yoludur.
PCIe'den daha yavaş olmasına rağmen, genel SATA 3.0 arabirimi 6 Gbit/sn'ye kadar veri aktarım hızını destekler. Daha yeni olan SATA Express (veya SATAe) formatı, 16 Gbit/sn'ye kadar hızlara ulaşmak için iki PCIe yolu kullanır. Taşınabilir ve uyumlu sabit sürücülerin kolayca bağlanmasını sağlayan harici bir bağlantı noktası olan Harici SATA (eSATA) ile karıştırılmamalıdır.
RAM
Anakartlarda RAM (hızlı erişim için verileri geçici olarak depolayan geçici bellek çubukları) modülleri için yuvalar da bulunur. Birden çok yüksek hızlı RAM çubukları, bilgisayarların eşzamanlı programları yavaşlatmadan yönetmesine yardımcı olabilir.
Tam boyutlu anakartlarda (ATX form faktörü gibi) genellikle dört yuva bulunurken, mITX gibi sınırlı boyutlu anakartlarda genellikle iki yuva kullanılır. Ancak, Intel® Core™ X-serisi işlemci ailesindeki (ve Intel® Xeon® 9 platformu tabanlı sunucu/iş istasyonu anakartları) gibi HEDT anakartlarında en fazla sekiz adet olabilir.
Son Intel anakartları çift kanallı bellek mimarisini destekler, yani CPU'nun bellek denetleyicisi ile DIMM çubuğu (çift sıralı bellek modülleri) RAM arasında veri aktaran iki bağımsız kanal bulunur. RAM çubukları, eşleşen frekanslarla çiftler halinde takıldığı sürece bazı uygulamalarda daha hızlı veri aktarımı ve daha iyi performans sağlar.
Form Faktörü
Anakartınızın form faktörü, ihtiyacınız olan kasanın boyutunu, kullanmanız gereken genişletme yuvası sayısını, anakart düzeni ve soğutmasının birçok yönünü belirler. Genel olarak daha büyük form faktörleri, sistem toplayanlara daha fazla DIMM, tam boyutlu PCIe ve M.2 yuvaları sağlar.
Hem tüketiciler hem de üreticiler için işleri kolaylaştırmak amacıyla masaüstü anakartın boyutları son derece standart hale gelmiştir. Diğer yandan dizüstü anakartının form faktörleri, benzersiz boyut sınırlamaları nedeniyle üreticiden üreticiye değişiklik gösterir. Bu durum, üst düzey uzmanlaşmış, önceden üretilen masaüstü bilgisayarlar için de geçerli olabilir.
Yaygın masaüstü anakartı form faktörleri şunlardır:
• ATX (30,48 cm x 24,38 cm): Tam boyutlu anakartlar için geçerli standart. Standart bir tüketici ATX anakartı, genellikle aralarında 1,7 cm boşluk bulunan yedi genişletme yuvası ve dört DIMM (bellek) yuvası içerir.
• Genişletilmiş ATX veya eATX (30,48 cm x 33,02 cm): Bilgisayar tutkunları ve profesyonel kullanım için tasarlanmış ATX form faktörünün daha büyük bir çeşidi olan bu anakartlar, daha esnek donanım yapılandırmaları için ek bir alana sahiptir.
• Mikro ATX (24,38 cm x 24,38 cm): İki tam boyutlu (×16) genişletme yuvası ve dört DIMM yuvası içeren daha kompakt bir ATX modelidir. Mini kulelere sığar ancak daha büyük ATX kasalarındaki montaj delikleriyle uyumunu korur.
• Mini-ITX (17,01 cm x 17,01 cm): Fan soğutmasının olmadığı kompakt bilgisayarlarda kullanılmak üzere tasarlanmış küçük form faktörüdür. Bir tam boyutlu PCIe yuvası ve genellikle iki DIMM yuvası bulunur. Montaj delikleri yine ATX kasaları ile uyumludur.
BIOS Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Bilgisayarınız başladığında ilk gördüğünüz şey BIOS veya Temel Giriş/Çıkış Sistemidir. Bu, işletim sisteminiz başlamadan önce yüklenen ürün yazılımıdır. Bağlı tüm donanımların başlatılıp test edilmesinden sorumludur.
Sıklıkla kullanıcılar ve anakart etiketleri tarafından BIOS olarak adlandırılsa da modern anakartlardaki ürün yazılımı genellikle UEFI'dir (Birleşik Genişletilebilir Ürün Yazılımı Arabirimi). Bu; daha esnek ortam, daha büyük depolama bölümleri desteği, daha hızlı önyükleme ve modern GUI (grafik kullanıcı arabirimi) gibi kullanıcı dostu birçok geliştirme sunar.
Anakart üreticileri genellikle bilgisayarın CPU veya belleğinde hız aşırtma işlemini kolaylaştıran ve faydalı ön ayarlar sağlayan UEFI yardımcı programları ekler. Ayrıca stilize bir görünüm, kayıt ve ekran görüntüsü özellikleri ekleyebilir, başka bir sürücüden önyükleme ve ekran monitörü belleği, sıcaklık ve fan hızlarını görüntüleme gibi işlemleri basitleştirebilir.
UEFI, BIOS'un eski özelliklerini de destekler. Kullanıcılar, eski işletim sistemine ait programlarla veya yardımcı programlarla uyumluluk sorunlarını çözebilecek klasik BIOS'a erişmek için Eski modda (CSM veya Uyumluluk Destek Modülü olarak da bilinir) önyükleme yapabilir. Ancak, kullanıcılar Eski modda önyükleme yaptığında 2 TB üzerindeki bölümleri desteklemesi gibi UEFI'nin modern avantajlarını kaybederler. (Not: Önyükleme modlarını değiştirmeden önce önemli verileri her zaman yedekleyin).
Dahili Konektörler
Anakartınızın her bir parçasını çalıştırmak için güç kaynağı ve kasadan gelen kablolar anakarttaki konektörlere ve kablo başlıklarına (açıkta kalan pimler) takılmalıdır. Her kabloyu doğru konektörle eşleştirmek için kılavuzunuzun görsel referansına ve anakartınızın (CPU_FAN gibi) üzerine basılı küçük yazılara bakın.
Güç ve Veri Konektörleri
• 24 pimli güç konektörü
• 8 veya 4 pimli 12 V CPU güç konektörü
• PCIe güç konektörü
• SATA Express/SATA 3 konektörleri
• M.2 konektörler
Başlıklar
• Ön panel başlığı: Güç düğmesi, sıfırlama düğmesi, sabit sürücü LED'i, güç LED'i, dahili hoparlör ve kasa özellikleri için ayrı pim grubu
• Ön panel ses başlığı: Kulaklık ve hoparlör bağlantı noktalarına güç sağlar
• Fan ve pompa başlıkları: CPU, sistem ve su soğutma için
• USB 2.0, 3.0 ve 3.1 ile uyumludur
• S/PDIF (dijital ses) başlığı
• RGB şerit başlıkları
Harici Bağlantı Noktaları
Anakartınız, harici cihazların bağladığı hub'dır ve kartın G/Ç denetleyicisi bu cihazları yönetir. Tüketici anakartları, CPU'nun entegre grafik kartını monitörünüze (ayrı bir ekran kartınız yoksa veya ekran sorunlarını gideriyorsanız kullanışlıdır), klavye ve fare, ses aygıtları, Ethernet kabloları vb. çevre birimlerini bağlamaya yarayan bağlantı noktaları ile gelir. Bu bağlantı noktalarının USB 3.1 Gen 2 gibi farklı versiyonları daha yüksek hıza imkan tanır.
Anakartlar, arka panellerindeki harici bağlantı noktalarını gruplandırır. Bu bağlantı noktaları, genellikle metal bir kasa ile temas ettiği için topraklanmış, çıkarılabilir veya entegre bir "G/Ç paneli" ile kaplıdır. Bu, bazen anakarta takılı gelir veya sistemi birleştirirken ayrı olarak monte edilir.
Çevre Birimleri ve Veri Aktarımı
• USB bağlantı noktası: Farelere, klavyelere, kulaklıklara, akıllı telefonlara, kameralara ve diğer çevre birimlerine bağlanmak için kullanılan her yerde bulunan bağlantı noktasıdır. Hem güç hem de veri sağlar (USB 3.2 ile 20 Gbit/sn'ye kadar hızlarda). Mevcut anakartlarda hem klasik USB A Tipi hem de daha ince, çift taraflı C Tipi konektör bulunabilir.
• Thunderbolt™ 310 bağlantı noktası: USB-C konektörü kullanan yüksek hızlı bir bağlantı noktası. Thunderbolt™ 3 teknolojisi, 40 GB/sn'ye kadar hızlarda veri aktarır ve DisplayPort 1.2 ve USB 3.1 standartlarını da destekler. DisplayPort desteği, birden fazla uyumlu monitörün "papatya dizimi" olarak birbirine bağlanıp aynı bilgisayardan kullanılmasını mümkün kılar.
• PS/2 bağlantı noktası: Eski bir bağlantı noktası olan bu renk kodlu altı pimli bağlantı klavye veya fareye bağlanır.
Ekran
Bu ekran bağlantı noktaları anakartınızın yerleşik grafik çözümüne bağlanır. Genişletme yuvalarınızdan birine takılan ekran kartı ise kendi bağlantı noktası seçeneklerini sunar.
• HDMI (Yüksek Tanımlı Multimedya Arabirimi): Bu yaygın dijital bağlantı, HDMI 2.1 revizyonu itibariyle 30 Hz'de 8K'ya kadar çözünürlükleri destekler.
• DisplayPort: Bu ekran standardı, DisplayPort 1.4 üzerinde 60 Hz'de 8K'ya kadar çözünürlüğü destekler. Ekran kartlarında daha yaygın olsa da birçok anakartta Thunderbolt™ 3 bağlantı noktası üzerinden DisplayPort desteği bulunur.
• DVI (Dijital Video Arabirimi): 1999'e kadar uzanan eski bir bağlantı noktası olan bu dijital 29 pimli bağlantı, tek bağlantılı veya daha yüksek bant genişliğine sahip çift bağlantılı DVI olabilir. Çift bağlantı, 60 Hz'de 2560 × 1600 çözünürlüğe kadar destekler. Bir adaptörle VGA'ya kolayca bağlanır.
• VGA (Video Grafik Dizisi): 85 Hz yenileme hızında 2048×1536'e kadar çözünürlükleri destekleyen, 15 pimli analog bağlantıdır. Bu eski bağlantı noktası bazı anakartlarda halen bulunur. Genellikle daha yüksek çözünürlüklerde veya daha kısa kablolarda sinyal bozulması yaşanır.
Ses
Bilgisayar kasasının ön tarafında genellikle kulaklık (kulaklık çıkışı) ve mikrofon (mikrofon girişi) olarak etiketlenmiş iki adet analog 3,5 mm ses bağlantı noktası bulunur.
Anakartın arka panelinde, çok kanallı hoparlör sistemlerini bağlamak için genellikle altı renkli ve 3,5 mm etiketli analog ses bağlantı noktaları bulunur.
Anakartınızda ayrıca, dijital hoparlörler, ev sineması alıcıları ve diğer ses aygıtlarıyla çalışan koaksiyel ve optik ses bağlantı noktası gibi S/PDIF (Sony/Philips Dijital Arabirim) konektörleri de bulunabilir. Kullandığınız cihaz HDMI üzerinden ses aktarımını desteklemiyorsa bu kullanışlı bir seçenek olabilir.
Ağ oluşturma
Çoğu tüketici anakartında, Ethernet kablosu ile yönlendiricinize veya modeminize bağlanabilen bir RJ45 LAN bağlantı noktası bulunur. Bazı anakartlarda, Wi-Fi anteniyle kullanım için çift bağlantı noktası ve çift 10 Gigabit Ethernet bağlantı noktası gibi gelişmiş bağlantı özellikleri de vardır.
PCB nedir?
Üretici reklamları ve kılavuzları genellikle PCB yapımı yöntemlerine başvurdukları için anakart üretimiyle ilgili birkaç temel terim bilmek faydalı olabilir.
Modern bir anakart, fiberglas ve bakır katmanlardan yapılmış, üzerine monte edilmiş veya içine yerleştirilmiş diğer bileşenlerle birlikte basılmış bir devre kartıdır (PCB).
Modern PCB'ler genellikle 10 katmandan oluşur. Böylece, yüzeyde göründüğünden çok daha yoğun bir şekilde birbirine bağlıdırlar.
Her bir iletken "iz" (kartın yüzeyini kaplayan görünür çizgiler) ayrı bir elektrik bağlantısıdır. Bu izlerden biri hasar görürse devre tamamlanamaz, anakart bileşenleri düzgün bir şekilde çalışmaz. Örneğin, PCIe bağlantısından PCH'ye giden bir iz derin bir şekilde çizilirse PCIe yuvası, takılı olan genişletme kartına güç sağlayamayabilir.
Kimyasal işleme ile iletken izler oluşturulduktan sonra üreticiler, paslanma önlemeye yardımcı olan geleneksel yeşil polimer kaplamalı lehim maskesi ekler. Bu, anakartı kasaya takarken küçük bir çizik veya tümsekle izlerin kesintiye uğramamasını sağlar, kullanım hasarlarının önüne geçmeye de yardımcı olur.
Üreticiler Başka Neler Ekliyor?
Anakart üreticileri, kendi çip setlerini yapmasalar da üretim, estetik, düzen, soğutma, BIOS özellikleri, Windows anakart yazılımı ve üst düzey özellikler gibi sayısız karar alır. Bu özelliklerin kapsamı çok geniş olmakla beraber yaygın olan eklemeler birkaç genel kategoriye ayrılır.
Hız aşırtma
Üst düzey anakartlar genellikle CPU, GPU ve belleğinizde hız aşırtma için otomatik test ve ayarlama olanağı sağlar ve UEFI ortamında frekans ve gerilim değerlerini manuel olarak ayarlanmasına alternatif olarak kullanımı kolay bir alternatif sunar. Ayrıca CPU hızının hassas kontrolü için yerleşik saat jeneratörü, gelişmiş bir VRM (Voltaj Regülatör Modülü), hız aşırtma yapılmış bileşenlerin yanında ekstra termal sensörler ve hatta hız aşırtmayı başlatmak ve durdurmak için anakart üzerinde fiziksel düğmeler de bulunabilir. Bilgisayarınızın hızını aşırtma hakkında daha fazla bilgiyi linkte bulabilirsiniz:
https://intel.ly/3lOXlHI
Soğutma
PCH ve VRM gibi anakart bileşenleri önemli miktarda ısı üretir. Bunları güvenli çalışma sıcaklıklarında tutmak ve performans sınırlamalarını önlemek için anakart üreticileri çeşitli soğutma çözümleri kurmaktadır. Bunlar, soğutucuların sağladığı pasif soğutmadan, küçük fanlar veya entegre su soğutması gibi aktif çözümlere kadar değişir.
Yazılım
Anakart yazılım paketleri, anakartınızı Windows içinde yönetmenizi kolaylaştırır. Özellik setleri, üreticilere göre değişiklik gösterebilir ancak yazılım eski sürücüleri tarayabilir, sıcaklıkları otomatik olarak izleyebilir, anakart BIOS'unu güvenli bir şekilde güncelleyebilir, fan hızlarının kolayca ayarlanmasını sağlayabilir, Windows* 10'a göre daha detaylı güç tasarrufu profilleri sunabilir ve hatta ağ trafiğini izleyebilir.
Ses
Gelişmiş ses kodekleri, dahili amplifikatörler ve gelişmiş kapasitörler, yerleşik ses sistemlerinin çıkışını iyileştirebilir. Sinyal parazitini önlemek için farklı ses kanalları PCB'nin farklı katmanlarında da ayrılabilir.
İnşaat
Birçok üretici, bellek devrelerini izole etmeye ve sinyal bütünlüğünü iyileştirmeye yardımcı olduğu söylenen PCB yapım tekniklerinin reklamını yapmaktadır. Bazı anakartlara, PCB'nin üst kısmına konektörleri korumak veya grafik kartını desteklemek için ekstra çelik kaplama da eklenir (genellikle basit bir mandalla sabitlenir).
RGB Aydınlatma
Üst düzey anakartlar genellikle özelleştirilebilir renk ve efektlerle bir dizi LED ışığına güç vermek için RGB başlıkları sağlar. Adreslenemeyen RGB başlıkları, aynı anda tek bir renk görüntüleyen LED şeritlerine güç verir (farklı yoğunluklar ve efektlerle). Adreslenebilir RGB başlıkları, birden fazla renk kanalına sahip LED'lere güç sağlayarak aynı anda birçok ton görüntülemesine olanak tanır. Yerleşik yazılım ve akıllı telefon uygulamaları genellikle LED'lerin yapılandırmasını kolaylaştırır.
Tercih Sizin
İster bir sonraki sisteminizi tasarlamayı ister mevcut bilgisayarınızı yükseltmeyi planlıyor olun, anakartınızın bileşenlerini tanımak çok önemlidir. Her şeyin ne işe yaradığını öğrendikten sonra sisteminize uygun anakartın nasıl seçileceğini öğreneceksiniz.
CPU'nuzla eşleşen bir sokete, donanımınızın potansiyelini en üst düzeye çıkaran bir çip setine ve son olarak da bilgi işlem ihtiyaçlarınıza uygun bir özellik setine ihtiyacınız var. Birkaç uyumlu anakartı listelemek ve karar vermeden önce temel avantajlarını karşılaştırmak için zaman ayırın. Böylece, tam olarak ne aradığınızı bulabilirsiniz.
RAM (Random Access Memory): Rastgele erişilebilir bellek isminin İngilizce ilk harflerinden alan RAM birimi geçici hafıza birimdir. İşlemcinin veri işleme hızına yetişebilmek için HDD’den gelen verileri geçici olarak üzerinde barındırır. Bilgisayarda elektrik olduğu sürece verileri üzerinde saklar, elektrik kesildiğinde üzerindeki tüm verileri silinir.
En İyi RAM Nasıl Seçilir?
Piyasada çok çeşitli bellekler bulunmaktadır. Genellikle de 2 GB, 4 GB, 8 GB ve 16 GB gibi çeşitlerini görürüz. Tabi bellek seçimi sadece bu değerlere bakılarak yapılmaz RAM hızı, gecikme süresi, ana kartınızla ve işlemcinizle olan uyumu gibi faktörlere dikkat edilmesi gerekiyor. Gelin şimdi tüm parametreleri ayrı ayrı inceleyelim.
Kullanım Amacınızı Belirleyin
Misal meslekleri gereği mühendisler, kullandıkları ANSYS, MATLAB, CAM ve CAD programlarına göre bilgisayar belirler ve genellikle de bu programlar ile çalışabilmek için de minimum 8 GB DDR3 türü RAM’a ihtiyaçları vardır. Adobe After Effect gibi programlarla video efekt ve animasyonla yapanlar için en az 16 GB RAM gerekli, iyi bir oyun bilgisayarı isterseniz de yine minimum 16 GB DDR3 belleğe sahip olmalısınız. Ancak sadece günlük işler için kullandığınız bir bilgisayarınız varsa da 2 GB veya 4 GB’lık bir bilgisayar yeterli olacaktır. Bu yüzden boşuna fazla para harcamak istemiyorsanız mutlaka RAM almak için kullanım amacınızı iyi belirleyin.
Şimdi kullanım amacımızı belirledikten sonra bilgisayarımız için en uygun RAM seçimi nasıl yapılır onu anlatalım. İlk olarak ana kartınızın ve işlemcinizin özelliklerini iyi bir şekilde bilmemiz gerekiyor.
RAM Seçiminde İşlemci Özellikleri
Alınacak RAM belirlenmeden önce bilgisayarınızda bulunan işlemcinizin RAM kapasite sınırını bilmeniz gerekmektedir. Eğer toplamda 8 GB bellek kapasitesi olan bir işlemciye 16 GB bellek takmaya çalışırsanız sisteminiz çalışmaz. Belleğin saklama kapasitesinin yanında işlemcinin bellek hız kapasitesinin de bilinmesi gereklidir
Bellek Seçiminde Slot Sayısı
Bilgisayarımızda RAM’lerin ana karta oturduğu belirli yuvalar bulunmaktadır. RAM almadan önce bilgisayarımızda bulunan bu yuvaların yani slotların hangisinin boş hangisinin dolu olduğunu kontrol etmeliyiz. Çünkü çoğu dizüstü bilgisayarda 2 slot bulunur ve bellek bunların sadece birine veya her ikisine de takılmış olabilir. Bunu da öğrenmek için CPU-Z adlı bir program kullanıyoruz.
Programı istediğiniz linkten indirebilirsiniz:
https://bit.ly/3jfy5cd
https://bit.ly/2FA6x3c
Bu program ile aşağıdaki sekmelerden bellek özelliklerimizi öğreniyoruz.
Slot 1 Bellek Bilgileri
Slot 2 Bellek Bilgileri
RAM Kapasitesi Belirleme
Görsellerde “Frequency” kısmında ise RAM’lerin hızlarının ikiye bölünmüş halleri yer almaktadır. Buraya göre hali hazırda bilgisayarımda bulunan bellek 533×2=1066 MHz hızındadır. “Module Size” kısmı ise bellek kapasitesini belirtmektedir.
Yukarıdaki görsellerde görüldüğü üzere bilgisayarımda 2 adet slot var ve ikisinde de 2 GB bellek, toplamda da 4 GB bellek bulunmaktadır. Önceki başlıkta belirttiğim gibi işlemcim toplam 8 GB bellek kapasitesine müsaade ediyor. Yani 2 slotuma ayrı ayrı 4 GB RAM’ler takabilirim.
Peki 2 slotumuz var ve 8 GB kapasitede bellek takabiliyoruz. Tek bir slota 8 GB RAM takabilir miyiz? Cevap: Hayır. İşletim sistemi özelliklerinden gördüğünüz toplam takabileceğiniz bellek kapasitesi ne ise tek bir slota bunun yarısı kadar kapasitede bellek takabilirsiniz. Yani maksimum 8 GB bellek takılabilen bir ana kartın bir slotuna maksimum 4 GB kapasitede bellek takılabilir.
CAS Hızı
RAM belirlemede bir diğer önemli faktör gecikme süresi olarak bilinen “CAS Latency” yani CL’dir. Bu değer RAM’in veriyi pinlere iletme süresini belirler bu yüzden bu değer ne kadar küçükse bellek o kadar hızlıdır. Bunu ürün seçerken genellikle nano saniye yani ns birimi ile 6 ns-11 ns arası bir değerde görürsünüz. Bu değer ne kadar düşükse belleğiniz o kadar hızlıdır. Örneğin: 1333 MHz ve CL=7 ns bir bellek 1600 MHz ve CL:11 ns bir RAM’le aynı hızda veya daha hızlı çalışabilir. Bu yüzden alacağınız RAM’in MHz değerini belirlediğiniz zaman CAS hızını da kontrol etmeyi unutmayın genellikle 7 ns-9 ns arası iyidir fakat RAM’in MHz değeri arttıkça bu değerlerde artabilir ama siz mümkün oldukça düşük CL değerine sahip RAM’leri tercih edin.
RAM Çalışma Voltajı
Oyun bilgisayarların yaygınlaştığı günümüzde RAM teknolojisi de yüksek sistem gereksinimi gerektiren oyunlar için oldukça gelişti öyle ki oyun ve programlarda işlem hızını etkileyen bir diğer faktör olan belleklerin çalışma gerilimidir. RAM’ler genellikle 1,5 V değerinde çalışırlar bunu da CPU-Z görsellerimizde “Voltage” kısmından görebilirsiniz. Çok yüksek bir performans istiyorsanız çalışma gerilimi 1,35V olan RAM’leri tercih edebilirsiniz.
En İyi RAM Markaları
Piyasada birçok bellek markası vardır ve aralarından bir seçim yapmak bir hayli zor olabilir. Genellikle kullanıcı yorumlarına göre verimli ve uzun ömürlü çalışan en iyi RAM markaları şunlardır;
• Kingston
• Samsung
• Corsair
• GSKILL
• Crucial
• Longline
Ekran Kartı: Bilgisayardan görüntü almamıza olanak sağlayan karttır. İşlemci tarafından işlenen görüntü verilerini çıkış ünitelerinden monitör veya projeksiyon cihazlarının anlayacağı elektrik sinyallerine dönüştüren elektronik devre kartıdır. Görüntü kalitesi, ekran kartlarındaki grafik işlemcileri ve üzerinde barındırdıkları ram kapasiteleri ile doğru orantılıdır.
Ekran kartı alırken dikkat edilmesi gerekenler
Çeşitli hesaplamalarla oluşturduğu görüntüleri monitör gibi birimlere ileten donanım “Ekran kartı nedir?” sorusuna, gerçekleştirilen bu işlem ise “Ekran kartı ne işe yarar?” sorusuna yanıt veriyor.
Bilgisayarlarda yer alan işlemcilerin birçoğunda, dahili grafik işlemcileri bulunabiliyor. Ancak bu birimler, yapıları itibariyle ekran kartları kadar yüksek performans sergileyemiyor. Masaüstü uygulamaları, ofis programları, yüksek grafik işlem gücü gerektirmeyen oyunlar işlemcilerdeki grafik birimleriyle oluşturulabilirken, daha karmaşık grafikli oyunlar ve profesyonel tasarım yazılımları için ekran kartı kullanmak, tercihten ziyade gereklilik oluyor. Tabii işlemcisinde grafik işlem birimi olmayan kullanıcılar için de ekran kartı, mutlaka edinilmesi gereken donanım birimleri arasında bulunuyor.
Kullanım Amacınız Nedir?
Ekran kartı edinmeden önce kullanım amacınızı belirlemeniz, en doğru ürünü seçmenize yardımcı oluyor. Temel düzeyde bilgisayar kullanıcısıysanız ve grafik açısından yüksek beklentileriniz yoksa giriş seviyesindeki modeller sizin için uygun olabilir. Hem Nvidia hem de AMD’nin geliştirdiği ürünleri, düşük bütçeye sahip olsanız bile kolayca edinebilirsiniz. Zira bu ürünler, hayli erişilebilir fiyat aralıklarında bulunuyor. Alacağınız ekran kartıyla, iki boyutlu oyunları sorunsuz oynayabilirsiniz. Ancak ilgili modellerden yüksek 3D performansı beklememelisiniz.
Sıkı bir oyun tutkunuysanız ve kullandığınız monitör, Full HD veya yukarısı bir çözünürlükteyse orta ve üst segmentteki ekran kartlarına yönelmeniz gerekiyor. Çözünürlükler ve oyunlardaki grafik detayları arttıkça, edineceğiniz ekran kartının işlemcisinin performansı ve belleğinin kapasitesi, elde edeceğiniz oyun deneyimine etki ediyor. Ayıracağınız bütçe, ekran kartından alacağınız performansı doğrudan doğruya belirliyor.
Profesyonel olarak 3D tasarım ve render işlemleriyle uğraşıyorsanız, video içerikler hazırlıyor ve prodüksiyon işlemlerinin kısa sürmesini hedefliyorsanız, her iki markanın profesyonel serilerini seçmelisiniz. Fiyat açısından üst seviyede kalan modeller, çalışmalarınıza hız kazandırarak, üzerinde çalıştığınız işleri daha kısa sürede teslim etmenize zemin hazırlayabilir.
Nvidia mı, Yoksa AMD mi?
Bu tamamen kişisel bir tercihtir. Çünkü her iki markanın da geliştirdiği ekran kartı işlemcilerindeki teknolojiler, birbiriyle benzer özellikler sergiliyor. Fakat markaların birbirinin önüne geçtiği teknolojiler de yok değil.
Nvidia tarafında, PhysX teknolojileri bazı oyunlardaki fiziksel etkileşimlerin daha gerçekçi görüntülenebilmesini sağlıyor. Patlamalar, sis ve duman efektleri, çevrede uçuşan objeler, oyun karakterlerinin kıyafetleri ve benzeri etmenler, PhysX teknolojisini destekleyen oyunlarda aktif edilebilirken, AMD ekran kartlarında ilgili özellikler çalıştırılamıyor. Ancak günümüzde PhysX destekli çok fazla oyun olmadığı için bu durum göz ardı edilebiliyor. Yine Nvidia’nın donanımsal dikey senkronizasyon mekanizması olan G-SYNC, yalnızca markanın ekran kartı çözümleriyle çalıştırılabiliyor. Oynadığınız oyunları yüksek çözünürlükte ve ileri seviye kare/saniye hızlarında oynamayı hedefliyor ve bunun için G-SYNC teknolojili bir monitör edinmeyi düşünüyorsanız, Nvidia tabanlı ekran kartlarına yatırım yapabilirsiniz.
AMD tarafında da görsel manada iyileştirmeler yaratan TressFX gibi teknolojiler bulunuyor. Belirli oyunlarda, karakterlerin saçlarının gerçekçi görünmesini sağlayan özellik, yine az sayıda oyun tarafından kullanıldığı için oyun tutkunları için büyük anlamlar ifade etmiyor. Öte yandan Nvdia’da olduğu gibi AMD’de de FreeSync adıyla dikey senkronizasyon çözümü bulunuyor.
Her iki grafik yongası üreticisinin, ekran kartları için belirlediği kod isimleri, ortaya koydukları ürünlerin nesilleri ve performansları hakkında bilgi verebiliyor. Örneğin; Nvidia’nın “GeForce” serisinde boy gösteren GTX 960, ürünün “900” serisinden bir kart olduğunu, 900’ün tamamlayıcısı olan “60” ise modelin, o serinin orta segmentinde konumlandığını gösteriyor. AMD’nin ekran kartlarını isimlendirmesi de benzer şekilde oluyor. Örneğin RX 580 modeli, ürünün “500” serisinde yer aldığını, “80” ise üst segmentte olduğunu ifade ediyor.
Bellek Hızı Ne Olmalı?
“Şu hızda belleğe sahip bir ekran kartı almalıyım,” şeklinde bir düşünceyle hareket etmek, ekran kartı alımı noktasında çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Zaten ekran kartı üreticileri, geliştirdikleri modellerde yüksek hızlı bellekler kullanarak, akıcı oyun deneyimi elde edilebilmesine fırsat tanıyor. Tercih edeceğiniz ekran kartının modeli ve karta ayıracağınız bütçe, bellek performansını da etkileyecektir. Nadir de olsa, belirli sınıflarda bulunan ekran kartları için üreticiler farklı formda bellek kullanabiliyor. Ancak bu durum, dikkate alınmayacak kadar düşük düzeyde bir performans farkının ortaya çıkmasına neden oluyor. Yine de GDDR5X, HBM2 ve yakın zamanda ekran kartlarında görebileceğiniz GDDR6 yapısındaki bellekler, kartların bellek hızları hakkında size fikir verecektir.
Ekran Kartı Kaç GB Olmalı?
Çok fazla dikkate alınmasa da işletim sistemi, işletim sistemi üzerinde çalıştırılan uygulamalar ve çok daha fazlası, belirli miktarda ekran kartı belleği kullanıyor. Buna; yüksek çözünürlük, yeni nesil oyunların kaplamaları, gelişmiş gölge ve ortam kapatma detayları, uzak mesafe çizimleri gibi durumlar da eklenince, ekran kartında bellek miktarının önemi ortaya çıkıyor. Yetersiz ekran kartı belleği olması durumunda, stutter olarak nitelendirilen takılmalar oyunun akıcılığını baltalayabilirken, bazı oyunlar ise ekran kartı bellek miktarını yeterli bulmayıp çalışmayabiliyor.
Eğer en yeni oyunları sorunsuz oynamak istiyorsanız, en az 2 GB bellekli ekran kartlarına yönelmelisiniz. Hedefiniz, oyunlardaki tüm detayları görüntülerken, oyunu 4K’ya varan yüksek çözünürlüklerde oynamaksa üst uç segmentteki 8 GB ve daha yüksek belleğe sahip kartları seçebilirsiniz.
Tüm bunların yanında RAM miktarı, ekran kartının performansını belirleyen yegane unsur değil. Kartın grafik işlemcisi, yeterli oranda performans gösteremiyorsa kartta bulunan bellek miktarı, tam olarak kullanılamayacağı için yalnızca kağıt üzerindeki bir veri olarak kalıyor. Bu yüzden almayı düşündüğünüz ekran kartının belleğiyle birlikte hangi sınıfta yer aldığını da dikkatlice incelemeniz gerekiyor.
DirectX Sürümüne Uygunluk Önemli mi?
Microsoft’un Windows işletim sistemindeki grafik ara birimi olan DirectX, her sürümüyle birtakım yenilikler getiriyor. Bunun ekran kartı tarafındaki yansıması ise genellikle performans ve uyumluluk şeklinde ortaya çıkıyor. Yeni nesil oyunların bazıları, DirectX 12 ara birimine göre hazırlanıyor ve özellikten yararlanan ekran kartları, ilgili oyunları daha performanslı çalıştırabiliyor. Hâlihazırda pek çok oyun DirectX 11 desteği sunarken, ilerleyen dönemde DirectX 12 özellikli oyunların yaygınlaşması bekleniyor.
Seçeceğiniz modern ekran kartlarının tamamı, güncel işletim sistemlerini ve dolayısıyla DirectX 12’yi destekliyor.
GDDR5 Oyun Oynamak İsteyenler İçin Şart mı?
GDDR5 bir bellek türü ve ekran kartının bellek performansı hakkında size fikir verebilir. Yüksek hızlarda çalışan ekran kartı bellekleri arasında üreticilerin en çok tercih ettikleri ve birçok konuda da yeterlilik gösteren GDDR5 bellekler, daha üst ekran kartı modellerinde yerlerini GDDR5X, HBM ve HBM2 gibi yapılara sahip belleklere bırakabiliyor.
Teknolojinin gelişmesiyle daha yüksek saat hızlarına çıkan, daha az güç gerektiren ve daha az ısınan bellekler, ekran kartlarındaki geçici veri depolama merkezleri olarak biliniyor ve grafik işlem ünitesinin (GPU) hızına uyum sağlayabilmesi, bellekler için önem taşıyor. Bu noktada üreticiler, ekran kartlarında GPU’nun işlem gücüne uygun belleklere yer veriyor. Bu bellekler, seçilen modele bağlı olarak DDR3, GDDR5 ya da HBM2 olabiliyor.
Hard Disk (HDD): Hard disk veya Türkçe ismi ile sabit diskler verileri istenilen süre boyunca manyetik olarak kaydeden cihazlardır. Sabit diskler genelde metal diskler üzerine verileri mıknatıslanma yolu ile kaydedildiğinde veriler elektrik kesildiğinde Ram’ler gibi verileri silinmez. Disklerin üzerindeki okuma yazma kafası dediğimiz yardımcı aygıtlar sayesinde veriler kullanıcılar tarafından istenildiğinde okunur, yazılır veya silinebilir. Diğer durumlarda manyetik bir durum olmadığı sürece verileri kalıcı olarak disk üzerinde saklanır.
Hard Disk Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Kapasite
Kapasite, en çok dikkat edilmesi gereken noktalar arasında yer alıyor. Bu yüzden hard disk alırken nelere dikkat edilmeli? Sorusunun ilk cevabı kapasite. Bu alanda, genellikle kullanıcılar doğru karar veriyor olsa da kimi kullanıcılar ihtiyaçları kadarını almıyorlar. Sabit diskinizin hafızasına karar verirken nasıl bir kullanım şekliniz olacağına dikkat etmeniz gerekiyor.
Resim ve Doküman gibi düşük hafızalı veriler depolayacaksanız 512 GB ve 1 TB hafızalı hard disk modelleri yeterli olacaktır. Ancak video (film, belgesel vb.) ve müzik gibi yüksek hafıza isteyen şeyler depolamayı düşünüyorsanız en az 1 TB hard disk almanız gerekiyor. Biz 2 TB öneriyoruz. Tabi özellikle yüksek performansa önem veren kullanıcıların 3.5 inçlik disk tercih etmelerini ve bu disklerde de 3 – 4 TB seçeneklerine öncelik vermelerini tavsiye ediyoruz. Zira 3.5 inçlik diskler genellikle 7200 rpm dönüş hızına sahip oluyor.
Bağlantı Arabirimi
Sabit diskler genel olarak bakınca USB 3.0 bağlantı kullanıyorlar. Piyasada genel olarak USB 3.0 hard diskler bulunduğu için pek fazla seçeneğiniz olmadığını söyleyebiliriz. Ancak alternatif seçenekleri de değerlendirebilirsiniz.
Hız konusunda USB 3.0 ve Thunderbolt oldukça iyi. USB 2.0 almamızı önermiyoruz, çünkü USB 3.0 hard disk modelleri USB 2.0 bağlantıları destekliyor
Kablosuz
Wifi Hotspot bağlantı kullanan kablosuz sabit disk modelleri de son dönemde epey kullanılıyor. Eğer kablosuz uzaktan veri aktarmak ve kablolar ile daha fazla boğuşmak istemiyorsanız kablosuz modelleri deneyebilirsiniz. Ancak unutmayalım, genel olarak kablosuz bağlantılar, kablolular kadar hızlı veri aktarmada her zaman başarılı olamıyor.
Platform
Platform konusunda karar verirken çok detaylı araştırma yapmanız gerekmiyor. Genel olarak hard disk modelleri NTFS dosya sistemini kullanıyorlar. NTFS dosya sistemi de hem Windows hem de Mac bilgisayarlarda sorunsuz çalışıyor. (üçüncü parti yazılımlarla beraber)
Veri Güvenliği ve Ek Yazılımlar
Hard disklerde veri güvenliği de en az bulut depolamalar kadar önemli. Bir hard disk seçerken üzerinde Güvenli ya da Secure damgası bulunanı seçmek verilerinizin güvenliği için son derece iyi olacaktır.
Sonuç olarak sabit disk alırken sadece hafızaya ve fiyata bakmak sonrasında sizleri pişman edebilir. Yazımızda bahsettiğimiz konularda daha dikkatli olursanız aldığınız sabit diskleri çok daha uzun yıllar kullanabilirsiniz.
Güç Ünitesi (Power Supply): Güç kaynağı bilgisayar sistemindeki farklı donanım birimlerinin kullandığı farklı doğrusal voltajı üretmek için kullanılan güç üniteleridir. Şehir şebekesinden gelen alternatif 220 volt’luk elektriği bilgisayar donanım birimlerinin kullanacağı 5, 12 ve 25 volt gibi doğru gerilimlere dönüştüren sistemdir.
Güç kaynakları, işlemciler, ekran kartları gibi reklam malzemesi olmasalar da çok önemliler. Yanlış bir güç kaynağı, bilgisayarınızın değleri bileşenlerinin yanmasına yol açabilir, yani size pahalıya malolabilir. Güç kaynağına tüm paranızı dökmeniz gerektiğini söylemiyoruz; piyasada birçok uygun fiyatlı model de var. Sadece ihtiyacınız olan güç kaynağını bilmeniz gerekiyor. İşte güç kaynağı alırken dikkat etmeniz gerekenler.
1. Devamlı (continuous) watt > Tepe (peak) watt
Devamlı watt değeri, güç kaynağının dalgalanma olmaksızın sağlayacağı güç miktarını gösterir. Tepe watt değeri ise güç kaynağınızın çıkabildiği maksimum güç değeridir, ancak muhtemelen bir dakika sonra geriye düşecektir.
Basitçe anlatmaya çalışırsak, güç kaynağı satın alırken devamlı watt değerlerine bakın ve tepe watt değerini geçin. Devamlı watt değerinden bahsetmeyen veya hangi watt değerinden bahsettiğini belli etmeyen ürünleri satın almayın.
2. Kaç watt'a ihtiyacınız var?
Yüksek kapasiteli bir oyun PC'si, basit bir ev-ofis PC'sinden daha çok watt'a ihtiyaç duyacaktır. Peki, tam olarak ne kadar watt'a ihtiyacınız olduğunu nasıl hesaplayabilirsiniz?
İnternet, ihtiyacınız olan gücü hesaplayabilen basit hesap makineleriyle dolu. Outervision'ın Extreme Power Supply Calculator'ü veya Cooler Master'ın Power Supply Calculator'ü işinizi görecektir. Her iki hesap makinesi de ihtiyacınız olan watt hakkında size fikir veriyor. İhtiyacınız olan 370 watt ise biraz daha güçlü bir güç kaynağını, örneğin 400W'lık bir ürünü tercih edin. PC'nize ileride yeni parçalar eklemeyi düşünüyorsanız, bu örnek için 500W'lık bir PSU'yu da tercih edebilirsiniz.
3. Tasarruflu güç kaynakları ile tasarruf edin
İhtiyacımızdan fazla kaynağı tüketmemek, önemli sosyal sorumluluklarımız arasında. Dünyayı düşünmüyorsanız bile elektrik faturasından tasarruf edebilirsiniz.
Güç kaynakları elektriği AC'den DC'ye dönüştürürken bir kısmını ziyan eder. Güç kaynağınızın ne kadar verimli olduğu bu noktada ortaya çıkar. En verimli güç kaynakları, 80 Plus puanıyla geliyorlar. 80 Plus güç kaynakları da kendi aralarında farklı seviyelere sahipler (en kötüden en iyiye doğru): 80 Plus, 80 Plus Bronze, 80 Plus Silver, 80 Plus Gold, 80 Plus Platinum, 80 Plus Titanium.
Güç tasarrufu yüksek olan güç kaynaklarının bir başka avantajı, çok daha az ısınmaları ve genellikle daha az gürültüyle çalışmaları. Üreticiler, bu yeteneklere sahip PSU'lardan gururla bahsederler ancak şüpheniz varsa, 80 Plus destekli güç kaynaklarının tam listesine buradan bakabilirsiniz.
4. Göz ardı edebileceğiniz detaylar
Güç kaynağı satın alırken birçok teknik terime rastlayabilirsiniz. Rails, Voltage Stability, Cabling, Connectors, Repair Units gibi. Güç kaynağı konusunda uzmanlaşana kadar bu terimleri güvenle bir kenara bırakabilirsiniz.
5. Ucuz güç kaynağı neden tercih edilmemeli?
Kasanızla birlikte gelen veya pek tanınmamış bir markanın güç kaynağını neden tercih etmemelisiniz? Güç kaynağı, sisteminizin her parçasını etkiler ve dalgalanmalar, devrelerin yanmasına neden olabilir. Bunun yanında kaliteli güç kaynakları daha uzun ömürlü oldukları gibi, tekrar satılabilme olanakları daha geniştir.
Rom (Read Only Memory): Sadece okunabilir bellektir. Ram bellek gibi okunup yazılamaz. Genelde sistemin temel ayarlarının yüklendiği ve değiştirilmesi istenilmeyen yazılımların yüklendiği bellek birimidir. Örnek olarak bilgisayar sisteminin temel ayarlarının olduğu ve bilgisayar başlarken çalışan bios sisteminin yüklendiği yerde rom bellek ünitesidir. Bu alana veri özel yazılımlar veya elektriksel yöntemlerle veriler silinip eklenebilir.
Kasa: Bilgisayar kasaları bilgisayarın elektronik aygıtlarını dışardan gelebilecek fiziksel ve elektriksel darbelere karşı koruyan bir koruma kabı şeklindedir. İçinde anakartın ve güç ünitesinin yerleştirileceği alanlar, anakarta bağlanacak cihazlar için arka tarafından port yeri ve ön tarafta ise Cd-Rom veya Dvd-Rom yerleri vardır. Kasa ile birlikte açma-kapama anahtarı (Power), yeniden başlatma (Reset) ve birde kilit düğmesi genelde standart olarak bulunur ancak günümüzde çok daha fonksiyonel bilgisayar kasaları mevcuttur. Bilgisayar kasaları yapıları bakımından Slim yani monitör altına konulan yatay kasalar ve Tower dediğimiz dikey kasa modelleri mevcuttur. Monitör: Bilgisayar işlenen verileri kullanıcıların görebileceği şartlara dönüştüren elektro-mekanik sistemlerdir. Günümüzde CRT ve LCD olmak üzere 2 farklı modeli bulunmaktadır. CRT modeli tüplü sistemlerdir, elektronların fosfor kaplı cam yüzeye çarpması şeklinde görüntü oluşmaktadır. LCD (Liquid Cyristal Display) Sıvı ekran modeli ise görüntü sıvı kristal diyotlar yardımı ile gösterilmektedir. Günlük hayatta kullandığımız her türlü LCD ekran monitör olarak adlandırılabilir TV’ler dahil olmak üzere. Bilgisayardan veriler monitörlere, ekran kartından ara bağlantı kablosu ile aktarılır.
CD-DVD-ROM: Optik okuyucu anlamına gelmektedir. Günlük hayatta kullandığımız Cd ve Dvd’lerin okunup yazılabildiği aygıtlardır. Plastikten oluşan CD ve DVD’ler üzerlerindeki track dediğimiz izlere Cd-Rw sürücüleri ile lazer kafa yazıcıları ile veriler yakılarak cd veya dvd’lere kaydedilir. Veri kaydedilen Dvd veya Cd’lerin sıcak olmasının sebebi de budur.
CD-ROM Sürücü Seçimi
CD-ROM sürücüler bilgisayarınızın en vazgeçilmez parçalarından birisidir.Bilgisayar kullanıcılarının en çok işine yarayan multimedya içerikleri oynatmaya yarayan ve CD’ler üzerindeki verileri okumaya yarayan bu temel parça CD-ROM sürücüden başkası değildir.
CD-ROM alırken en çok dikkat etmeniz gereken şey CD okuma hızı olmalıdır.Çünkü bu alanda en büyük kriteri modeller arasındaki hız farkları oluşturmaktadır.Günümüzün son model, yeni nesil CD-ROM sürücüleri 50X hızını geçebiliyorlar.
CD-ROM için hız özelliği CD’nizin veri transferini çok hızlı bir şekilde yapmasını sağlayacaktır.Yanlış bilinen şeylerde birisi de şudur; CD-ROM’un hız kriteri CD’lerin hızlı okunmasında herhangi bir önem sahip değildir.Yani normal bir CD’yi 24X sürücüde de, 52X sürücüde de okutabilirsiniz.Multimedya uygulamaları için 24X ve üstü yeterlidir. Ayrıca piyasada CD-ROM ile birlikte DVD de okuyan daha pahalı sürücüler de bulabilirsiniz. Standart bir CD, 650MB veri depolama kapasitesine sahiptir.
Yardımcı Donanımlar Bilgisayar sistemini kullanırken ihtiyaç duyduğumuz harici ekstra durumları karşılamak üzere geliştirilmiş aygıtlardır.
TV/Radyo Kartı: Televizyon ve radyo yayınlarının bilgisayarlar aracılığı ulaşılmasına olanak sağlayan aygıtlardır. Günümüzde TV/Radyo kartları analog ve dijital olmak üzere 2 farklı türden bulunmaktadırlar. Analog cihazlar karasal yayınlara ulaşmak için kullanılırken, dijitaller ise uydular üzerindeki tv/radyo yayınlarına ulaşmayı sağlarlar. Takılan bu kartlar sayesinde bilgisayarlar aynı zamanda bir TV ünitesine dönüştürülmüş olmaktadır.
Ağ Kartı: Ağ kartı veya Ethernet olarak bildiğimiz bilgisayar genişleme kartı, ara bağlaşım cihazları (hub, swich vb.) yardımıyla iki veya daha fazla bilgisayarın haberleşmesine olanak sağlayan elektronik devre kartlarıdır. Yapılarındaki protokolleri gereği insanlarda da olan kimlik numarası gibi sadece kendilerine has olan ip numaraları aracılığı ile veriler istenilen noktaya direk sorunsuz olarak ulaşması sağlanır. Günümüz internetin altyapısını oluşturan elektronik kartlarda Ethernet kartlarıdır.
Ses Kartı: Ses kartları temelde dönüştürücü aygıtlarıdır. Dijital/Analog (D/A) ve Analog/Dijital (A/D) olarak seslerin dışardan içeriye A/D ve içeriden dışarıya ise D/A dönüşümü yaparlar. En genel anlamı ile analog ses dalgalarını bilgisayarın anlayacağı dijital sinyallere, bilgisayarın dijital ses verilerini ise hoparlörlerin anlayacağı analog ses sinyallerine dönüştürürler. Ses kartları bilgisayarda ses sinyallerini kaydetmek, ses sinyallerini yürütmek, ses sinyallerini sentezlemek ve ses sinyallerini karıştırarak değiştirmek işlemlerini yaparlar. Ses kartlarının üzerinde standart olarak 3 jack girişi mevcuttur. Pembe renkli olan mikrofon, yeşil olan ise hoparlör/kulaklıktır.
Yorumlar
Yorum Gönder